Yaz-mak









Benim minik dünyamın güzel sakinleri,
Sizlerle bir iki kelam etmeye geldim :)
Evvela nasılsınız onu deyiverin... Umuyorum haliniz keyfiniz yerindedir. Malum okullara bir ay kadar ara vermiştik. Ve tatil bitti, dünden itibaren maraton başlamış bulunmakta. Tatili dolu dolu geçirmek için öncesinde büssürü planlar yapıp hayaller kurmuştum. Bir çoğunu yapmaya ,gerçekleştirmeye, fırsat buldumsa da yapamadıklarım hâlâ aklımın bir köşesinde. Tatilin bitmişliği onları sadece bir rafa kaldırdı. Ve ben onlara yenilerini ekleyerek gelecek tatilde rafa kaldırmaksızın yapmayı umuyorum.  Üzerimdeki tembelliği ve ağırlığı atmış bir şekilde karşılarsam şayet...
Her neyse gelelim başlıktaki konuya.
Yaz-mak...
Ne ifade ediyor sizin için? Çok merak ediyorum.
Bu konu hakkında birçok kişiyle konuşmak ve 'yaz-mak'la ilgili düşüncelerini öğrenmeyi çok istiyorum. Zira bu konu benim ilgimi cezbediyor. Ne kadar da güzel bir şey insanın yazabiliyor olması. Uzun ya da kısa, güzel yahut çirkin, okunası ya da değil, öyle ya da böyle...
 Ne fark eder ki. Yazabiliyorsan eğer sadece yaz. Öylesine. Gelişigüzel...
Tıpkı benim burada yaptığım gibi :) Ben bu gücü kendimde bulamıyordum açıkçası. Ta ki bir derginin üniversitemizde gerçekleştirdiği konferansa katılana kadar. Konferansta çok güzel ifadelere yer verildi. Birebir benzeri olmasa da aklımda kalan kadarını aktarmak istiyorum sizlere.
" Yazın! Yazdıklarınızı okuyun, sonra silin yahut yırtıp atın. Sonra tekrar yazın. Aynı döngüyü sürdürün. Ve emin olun ki her yazdığınız yazı bir öncekinden çok daha güzeldi. Ne olursa olsun yazmaktan vazgeçmeyin. Yazmaya ve bu döngüyü sürdürmeye devam edin! "
İşte! Benim güç bulduğum konuşma... O günden sonra karar verdim. Yazmak için, gerçekten yazabiliyor olmak için hergün bir satır dahi olsa bir şeyler karalayacağım. Hergün olmasa da zaten yazıyordum. Lakin yazdıklarımı beğenmeyip devamını getirmiyordum. Tam olarak burada hata yaptığımı anlayınca da parmaklara kuvvet kaleme sarılmaya başladım.
Buraya yazıyorum kimi zaman. Başka zaman sıradan bir kağıda, bir başka zaman bir dosta mektup oluveriyor yazdıklarım, kimi zaman da bir kitabın satırlarına eşlik ediyor.
İşte benim 'yaz-mak' lı serüvenim. Öyle ya da böyle yazıyorum dostlar. İçimi gelişigüzel döküveriyorum kağıtlara. Üzerinde naif serçelerin olduğu bir kalem eşliğinde. Bazen de bir fon müziği eşlik ediyor bize. Yazdıklarım fona söz oluveriyor hiç çekinmeden. Bense aralarındaki uyumsuzluğu görmezden gelerek devam ediyorum yazmaya.
Yaa işte,
Yazıyorum, öyle ya da böyle, güzel yahut çirkin, okunası ya da değil...
Sevgili okur,
Sen de başla bir yerlerden. Ve bana da yaz mutlaka...
Sevgiler, benden...

Yorumlar

Elif dedi ki…
Yaz-mak sanki nefes almak gibi... Hele karşında biri olduğunu bilerek yazmak... Göğüs kafesinde açan çiçeklere, uçuşan kelebeklere ev sahipliği yapıyormuşsun gibi hissetiriyor ♥ :)
Ayşenur Yılmaz dedi ki…
Ahh, ne güzel de tarif ettin öyle ♡ Ben de sen gibi, ev sahipliğini en güzel şekilde yapabiliyorumdur umarım :)