26. Maddi ya da manevi neye ihtiyacın var ?
Yazıma başlamadan önce günlük mahalle gezintimi yaptım blogda. Bu günün yazısını yazanlar azınlıkta ama okuduğum kadarıyla da çoğumuz maddiyatı yalnızca ihtiyacımız olan kadar istiyoruz. Bu çok güzel bir şey. Çok kıymetli bir değer. Maddeye ihtiyaca binaen başvurmak...
Ben öyle düşünüyorum ki;
Maddeye-maddiyata ne kadar az (ya da gereği kadar önem verirsek)başvurursak, maneviyatımız ters orantıda artacak, ve manevi açlığımız doyum noktasına ulaşacaktır.
Bizi manevi ihtiyaca sürükleyenin, maddiyata verilen önem olduğunu düşünüyorum. Genelleme yapmak istemiyorum. Yanlış olur çünkü , biliyorum. Ama baktığımda parası çok olan birinin sevgiden yoksun olduğunu görebiliyorum çoğu zaman. Ya da paranın onu mutlu etmediğini. Ailesi ile arasındaki bağın zayıf olduğunu, onlara kıymet vermediğini...
Dediğim gibi, altını tekrar çiziyorum; bu bir genelleme değil. Tersi de olabilir, vardır da hatta. Belki de bunun temelinde maddiyata verilen önem değil de insan vardır. İnsan sağlam bir akideye (inanca) sahipse eğer bu zenginliği en güzel şekilde değerlendirebilir pek tabii. Değilse de içinde kaybolup gider.
Fakir birini düşündüğümüzde de böyledir bu. Çok mutsuzdur, ulaşamadığı ya da sahip olamadığı şeyler için üzgündür. Bunun için birilerine kızgın ve öfkeli. Hatta nefret dolu...
Demek ki her iki değerin içini dolduracak, ona anlam kazandıracak olan en önemli unsur insanmış. İnsan ve onun inancı...
Allah kimseyi boş yere zengin ya da fakir eylememiştir. Bunun bir imtihan olduğunu unutmamamız gerek. Bu bilinç ve inançla içinde bulunduğumuz durumdan en güzeline çıkabilmek için sabır ve dua ile Allah'a güvenmeli, yalnızca O'ndan istemeliyiz. Her şeyin en güzelini, en hayırlısını, razı olunanını...
Rabbim kimsecikleri zor durumda bırakmasın. İmtihanlarımızı kolay eylesin.
Buyuruyor ya ayette (BAKARA SURESİ 286. AYET);
"Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. "
Ve devamında bir dua;
"Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri üzerimize yükleme! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın; artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!"
(Amin)
Ben nasıl oldu da buralara daldım, bilemedim.
Ben yalnızca şunu söylemek istiyorum, ihtiyaçlarım için;
Rabbim! Maddi ve manevi ihtiyaçlarıma hakkıyla karşılık verecek olan yalnızca Sensin. Benim her ikisine de olan ihtiyaç ve arzularımı hayırlısıyla vakti geldiğinde bana nasip et. (Amin)
Sevgiler, Ayşenur.
Yorumlar
İyi ki yazdın buraya kadar getirdin konuyu.
Sana hep yaz bırakma demiştim işte bu bakış açısı için demiştim unuttuklarımızı hatırlattığın için demiştim,iyi ki burdasın.
Allah razı olsun.
Yüreğine sağlık
Ne güzel yazmışsın
Senin desteğin benim için hep çok kıymetli oldu. Eksik olma. Elimden geldiğince yazıp, desteğinin hakkını vermeye çalışacağım inşaAllah ❤ Allah senden de razı olsun, iyi ki varsın :)
Yorum Gönder